Teori ve Uygulama Açısından İslam ve Finans

0
454

Özetleyen: Murat GÜR

Dünden Yarına İslami Finans: Beklentiler ve Öneriler

Hayrettin Karaman

Yazar kendine ayrılan bölümünde faiz yasağı ve İslam ekonomisi ilişkisiyle giriş yapmış ve devamında İslam ekonomisinin faizsiz bir temele oturtulmasına karşın yoğun olarak murabaha işlemleri yapması ve ortaklık yöntemlerine daha az eğilmesini eleştirmektedir. Kapitalist iktisadi sistem ile benzer yönlerinin olmasının birbirinin aynısı olacağı anlamına gelmediğini, kuralların doğru şekilde konulması ve insanların da bu konuda hassas olması gerektiğini aktarmaktadır. Ayrıca katılım bankalarının sadece kar odaklı bir yaklaşımla değil ortaklığı temel alan bir şekilde yönetilmesinin daha doğru olduğunu ifade etmektedir.

Finans ve Bankacılık Tarihi

Muhammed Abdullah Şahin

Yazar bölümünde paranın işlevleri ve tarihçesi ile giriş yapmıştır. Günümüze kadar paranın geçirmiş olduğu serüveni aktarmıştır. Devamında bankacılığın nasıl ortaya çıktığını aktaran yazar, kısa tarihsel süreci işlemiştir. Bu anlamda aile temelinde başlayan bankacılığın günümüzdeki şeklinden ilk zamanlarda farklı olduğunu hem devletlere borç verip hem döviz kuru farklılığından para kazanan ailelere atıfta bulunulmuştur. Oluşan kurumların ise çoğunlukla bir ihtiyacı gidermek amacıyla ortaya çıktığı belirtilmektedir. Avrupa’dan merkezin ABD’ye kaymasını aktaran yazar, 1929 Buhranına da değinmektedir. Keynes’in politikaları ile Büyük Buhrandan çıkışın özeti aktarılmıştır. Nitekim II. Dünya Savaşı ile birlikte IMF ve WB gibi kurumların oluşması ve doların anahtar para olarak belirlenmesiyle ülkeler arasındaki bağlantılar kurulmuş/netleşmiş oluyor. Bunun sonrasında ABD’nin yükselişi ve doların rezerv para olarak kullanımın artması, 2008 küresel Mortgage krizinin ortaya çıkışını sade bir dille aktarmıştır. Sonrasında finans dünyasının gelişimini ile riskin parasal şekilde ifade edilmesini ve değerleme modellerinin önemine değinilmiştir.

Tarihi Gelişim Sürecinde Katılım Bankacılığı Modeli ve Paydaş Sorumlulukları

  1. Ahmet Albayrak

Yazar giriş olarak katılım bankacılığının yönetim şeklinin ile dilinin önemine ve paydaş sorumluluklarına değinecektir. 1950-1970 yılları arasında katılım bankacılığına dair denemelerin ve tartışmaların olduğunu aktaran yazar, 1975 yılında İslam Konferansı Teşkilatı ve İslam Kalkınma Bankası’nın kuruluşlarını değiniyor. Yıllar itibariyle ilke ve standartların şekillendiğini dünyanın çeşitli coğrafyalarında denemelerin yapıldığını Avrupa’ya kapının açılmasıyla birlikte konvansiyonel sisteme entegrasyonun hızlandığını aktarmaktadır. Daha sonra Türkiye’de katılım bankacılığının yıllar itibariyle nasıl geliştiğini ve yaşananları akıcı bir dille özetlemektedir. Fon toplama şekli ve fon kullandırma şekillerini açıklamaktadır. Ek olarak bankacılık hizmetlerinin de verildiği, bu alanlardan elde edilen gelirlerin önemli seviyelere ulaştığını ve artık bankaların birer hizmet işletmesi haline geldiğini ifade etmektedir. Katılım bankalarının kurulmuş farklı iş modelini detaylarından yazar tüm paydaşların ve özellikle patron konumunda bulunanların sadece kar değil değer odaklı olması gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca müşterilerin katılım bankalarını eleştirmesini ve bu yolla eksiklerin tespiti ve daha sağlam katılımcı bir iş modeline erişilebileceğini aktarmaktadır. Sağlam yönetim ve sağlam değerlerin devamlılığı şekilde formülize edilmektedir.

AAOIFI ve Katılım Bankalarının Fıkhi Yapısı

Mehmet Odabaşı

Bu bölümde yazar İslami Finans alanında en önemli ve dikkat çeken ilk kurum olma özelliğindeki AAOIFI ile ilgili bilgiler vermektedir. Kurum bu alanda şer’i standartların belirlenmesi üzerine çalışmaktadır. Kurum muhasebe, denetim, fıkhi standartlar hazırlamak yanında danışmanlık ve denetçilik sertifikası da vermektedir. Kurum üyelik yapısına bakıldığında kurucu, katılımcı, gözlemci ve destekleyici olmak üzere dört şekildedir. Amaçlarına bakıldığında ise, muhasebe ve denetleme konularında standartlar oluşturmak, eğitim, konferans ve sempozyumlar düzenlemek, şer’i standartları hazırlamak ve ilkeleri belirlemek olarak özetlenebilir. Yazının devamında fıkıh kurulunun belirlediği standartların nasıl oluşturulduğu ve çalışma yöntemine değinilmiştir. Fıkha uygunluk anlamında katılım bankalarının bazı görevleri olduğu aktarılmıştır. Bunlardan bazıları; danışma kuruluna sahip olmak, fıhka uygun davranmak ve sistemsel alt yapıyı da buna uygun tasarlamak, operasyonel süreçler, personel ve müşteri bilgilendirmesi olarak sıralanabilir. Yazar, son olarak katılım bankalarının danışma kurulu hizmeti almasının gerekliliği, üst kurulların kurulması ve resmi otoritenin de sürece dahil edilmesi gerekliliği konularında görüş bildirerek sonlandırmıştır.

Katılım Bankacılığında Sermaye Toplama Yöntemleri: Cari ve Katılma Hesapları

Servet Bayındır – Bekir Halaçoğlu

Bu bölümde ilk olarak Servet ve Bekir beylerin değerlendirmeleri mevcuttur. Yazar, İslam’da mal kavramını açıklamış ve mal çeşitlerine değinmiştir. Örneklerle mal çeşitlerini açıklayan yazar, zararlı ve tartışmalı bulduğu teverruk işlemine dair eleştirilerini aktarmıştır. Reel uygulamada yapılan bu işlemlerin İslam’ın ruhuna uygun olmadığını belirtirken tasvip etmediğini belirtmiştir. Devamında katılım bankalarının fon toplama şekillerinden bahsetmektedir. İstenildiği zaman para çekilip yatırılabilen özel cari hesaplar ile kar ve zarara katılma prensibiyle çalışan katılma hesaplarını tanımlamaktadır. Katılım hesaplarının havuzlarının nasıl işlediği hakkında bilgi verilmiştir.

Katılım Bankacılığında Fon Kullandırma Yöntemi Olarak Murabaha

İsmail Cebeci – Halil Ulutaş

Bu bölümde katılım bankalarında çok büyük oranlarda kullanılan fon kullandırma yöntemi olarak karşımıza çıkan murabaha akdinden bahsedilmektedir. Murabaha akdi en çok tercih edilen ve aynı zamanda en çok da problem içeren akitlerdendir. Klasik murabaha bir emanet akdi iken, modern murabaha zaman içerisinde ihtiyaçlara cevap vermek adına finansman sağlayan murabaha akdi şeklini almıştır. Bu anlamda yazar modern uygulamanın detaylarını ve sorunlu/tartışmalı alanları aktarmıştır. Sonucunda sorunlu/tartışmalı olan kısımların uygulamaya geçmesinin zaruret temeline oturtulduğunu belirtmektedir. Sonuç olarak yazar murabaha akdinin modern haliyle çok fazla kullanılır olmasına dair eleştirileri sıralarken, diğer fon kullandırma yöntemlerinin ve uzun vadeli yatırımların desteklenmesini de sekteye uğrattığını belirtmektedir. Yoğun murabaha kullanımı katılım bankacılığının ilk zamanlarında ortaya çıkan ortaklık ve risk temelli yaklaşımın yerini alarak riski en aza indirme gayretiyle kar odaklı yaklaşıma evrilmiştir. Bu değişimin sebepleri de ekonomik ve insani ihtiyaçların değişmesi ve hızlanmasıyla alakalı olabilir.

Katılım Bankacılığında Fon Kullandırma Yöntemi Olarak İcare

Hamdi Döndüren – İhsan Tan

Bu bölümde ise katılım bankalarında kullanılan kiralama ve kira sözleşmesi (icare) kavramı üzerinde açıklamalar bulunmaktadır. Kira sözleşmesi temelinde kendisinden yararlanılan mallar kast edilmekte malın kendisi kast edilmemektedir. Temelinde yararlanma olgusu bulunmaktadır. Ayrıca kira akdinin şartlarını da yer verilmiştir. Bu kapsamda; temyiz gücüne sahip olmak, karşılıklı rıza, akdin konusu, kiranın süresi, kullanım şekli, malın tesliminin mümkün olması ve malın şer’an mübah olmasıdır. Kiranın bedelinin saptanması konusunda ise mezhepsel farklı görüşler bulunmaktadır. Kira süresi içinde sözleşmenin fesih edilmesi ise sadece belli şartların meydana gelmesiyle olacaktır. Sözleşmenin sona ermesi de aynı şekilde belli şartların yerine gelmesiyle olabilecektir. Bunlar dışında akitlere bağlı kalınması hükmü geçerlidir. Kira konusu şeyin tamir ve bakımı malike ait olmasına rağmen bunun için zorlanamaz ve yerine getirmemesi kusur sayılarak kiralayana fesih hakkı verir. Ayrıca sat geri kirala ve finansal kiralama işlemlerinin meşruiyetlerinden de bahsedilmektedir. Yazının devamında ise finansal kiralama kapsamın da operasyonel kiralama dan bahsedilmekte ve aralarındaki farklar aktarılmaktadır. Sonucunda ise yasaların katılım bankalarının hareket alanlarını kısıtladığı, uyuşmayan yönlerin ve bazı işlemlerin yasalarda bulunmaması sebebiyle farklı şekillerde yapılmak zorunda olunduğuna değinilmiştir.

Katılım Bankacılığında Fon Kullandırma Yöntemi Olarak İstisna ve Selem Akitleri

Ali Öztürk – Abdullah Akdemir

Fon toplama ve fon kullandırma açısından katılım ve konvansiyonel bankalar açısından karşılaştırmalı bir açıklama ile giriş yapılmıştır. İstisna ve selem akitleri ise uygulamada çok sıklıkla görülmeyen uygulamalardır. İstisna bir malı üretmek üzere yapılan sözleşmedir. Selem ise malın bedelinin peşin olarak baştan ödendiği ve daha sonra ürünün teslim alındığı bir akittir. Yazar bu iki yöntemin benzer ve farklı yönlerini aktarmaktadır. İstisna – alt istisna ve istisna – murabaha birleşimi şekillerinde fonlama yapılabilmektedir. Selem de ise özellikleri belirlenmiş malın bedelinin peşin ödenmesi ve ileri tarihte teslim edilmesi durumu vardır. Selem akdinin özellikleri de tanımın ardından sıralanmıştır. Selem – alt selem ve selem – murabaha birleşimi şekillerinde fonlama yapılabilme ihtimali vardır. Sonucunda katılım bankalarında uygulanan farklı konut fonlama yöntemleri hakkında örnekleriyle açıklamalarda bulunulmuştur.

Geçmişten Günümüze Finansman Yöntemi Olarak Ortaklık: Mudarebe ve Müşareke Örnekleri

İshak Emin Aktepe – Fethi Gedikli – Mehmet Ali Verçin

Bu bölümde mudarebe ve müşareke konularına değinilmiştir. İlk olarak mudarebe konusunda hadis ve içtihat konularında açıklamalarda bulunulmuştur. Rabbü’l mal ve mudarib hakkında, mudarebenin özelikleri, kapsamı ve uyulması gereken kurallar ile ilgili açıklamalar mevcuttur. Kar ve zararın nasıl paylaşılacağı, hangi malların ticaretinin yapılıp yapılamayacağı, mudaribin masrafları tahsilatı ve akdin bağlayıcılığı konusunda gerek mezhep gerek fıhken yapılan incelemelerden bahsedilmektedir. Bölümün devamında müşareke-mudarebe esasına dayanan finansman modeline değinilmiştir. Albaraka Türk Katılım Bankası’nın yapmış olduğu ortaklık temelli finansman şekilleri örnekleriyle açıklanmıştır.

Katılım Bankacılığında Sukuk

Abdullah Durmuş – İsmail Cebeci – Mustafa Begün

Bu bölümde sukuk konusuna yer verilmiştir. Menkul kıymetleştirme işlemi yapılarak bankanın kendi varlıklarından yeni finansmanlar elde edilmektedir. Sukuk ile ilgili kapsam, tanım, özellikler ve sukukun çeşitlerine yer verilmiştir. Murabaha sukukunda iki yöntem bulunurken, Malezya’da uygulanan alacakların satışı şeklindeki sukuklar çoğunlukla kabul edilmez ve caiz görülmemektedir. Selem, istisna ve kiraya dayalı sukuklar da mevcut olup özellikle Türkiye’de çıkarılan sukuklar kiraya dayalı olarak çıkarılmaktadır. Kira sertifikası adıyla anılan işlemin işleyiş şekli detaylı olarak aktarılmıştır. Ortaklık temeline dayalı olarak ise mudarebe ve müşareke sukuklar çıkarılmaktadır. Sonrasında sukukun akit yapısı detaylandırılmıştır. Bu bağlamda sukukun teorik yapısının sorunsuz olmasının yanı sıra uygulamada sermayenin yine büyük sermaye sahipleri, devlet ve kurumlar arasında el değiştirdiği eleştirisi yapılmaktadır. Ayrıca sukuk konusunda vatandaşın yani küçük yatırımcının da bilgilendirilmesi ve karmaşık uygulama yapısının sadeleştirilmesi önerisi bulunmaktadır. Bölümün sonunda Kuveyt Türk’ün yapmış olduğu sukuk ihraçları ve sonrasında Hazine’nin yapmış olduğu sukuk ihraçlarına dair bilgiler ile kredi notlamasının yatırımlara etkisi üzerinde durulmuştur.

Tekafül (İslami Sigorta)

Hasan Hacak – Yunus Emre Gürbüz

Kitabın son bölümünde İslami sigortacılık irdelenecektir. Üzerinde tartışmaların yoğun bir şekilde gerçekleştiği bir alan olması yanında çağdaş alimlerin de konulara yaklaşımı açısından bir fırsat niteliğindedir. İslami açıdan riske ve sigortaya bakış konularına değinilmiştir. İslam’ın ilk yılları ve sonrasında risk paylaşımı anlamında acıkmalardan sonra, risk paylaşımı ile alakalı örnekler ve kurumlar tanıtılmıştır. En çok bilinen kurumlar olarak ise akıle ve vela kurumlarından bahsedilmektedir. Günümüzde ise sigortacılık konusunda 3 görüş bulunmakta, ilki tamamen reddetmekte, ikincisi kooperatif şeklini caiz görürken, üçüncü görüş aralarında bir fark olmadığını aktarmaktadır. İlk iki grup ticari sigortayı caiz görmemektedir. Bölümün devamında tekafül ile ilgili bilgiler verilmiştir. Bu kapsamda tekafül ve klasik sigortacılığın farkları aktarılmış, sistemin işleyişine dair ayrıntılara yer verilerek bölüm sonlandırılmıştır.