Sakarya İslam Ekonomisi ve Finansı Seminerleri (SİEFS) serisinin ilki 5 Mart 2014 tarihinde Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleştirildi. 5 Mart 2014 tarihinde düzenlenen Sakarya İslam Ekonomisi ve Finansı Seminerleri (SİEFS) serisinin ilki Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleştirildi. SAÜ İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Soner Duman’ın “İbâha-i Asliyye” başlıklı seminerine İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitü ABD Başkanı Doç. Dr. Mehmet Saraç başta olmak üzere Üniversitemizin farklı birimlerinden öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri katıldı. İbâha-i asliyye’nin aksine bir delil olmadığı sürece nesne, fiil ve tasarruflarda serbestliğin geçerli olması’ şeklinde tanımlandığını belirten Doç. Dr. Soner Duman, “Bu ilke, günümüz fıkıh problemlerinin çözümünde “zarûretler haramı mübah kılar” ilkesi ile birlikte sıklıkla başvurulan ilkelerdendir” diye konuştu. Doç. Dr. Duman “İlke, “İbadetler” alanı ile “kadın-erkek” ilişkileri dışında kalan muâmelât alanında geçerliliğe sahiptir. İbâha ilkesi, insanlar arası ilişkiler alanında, ilâhî müdahalenin ârızî olduğunu, normal şartlar altında insanın bu alanda tasarruf yetki ve serbestisinin bulunduğunu göstermektedir” diyerek ilkenin çerçevesini çizdi.
Sözlerine “Bir konunun hükmü araştırılırken en son başvurulacak ilke ibâha ilkesidir” diye devam eden Doç. Dr. Duman “Bu durum, ibâha ilkesinin ancak delilleri bilen, onları araştırma ehliyetine sahip olan kimselerce kullanılabileceğini göstermektedir. Bu ilkeyi esas alarak çözüme gidilmeden önce fıkıh geleneğinin o mesele hakkında bir çözüm sunup sunmadığı araştırılmalıdır. ibâha ilkesinin verdiği meşrûiyetinşer’î delile dayanan mübahlık olmayıp bizim açımızdan delilin bulunmaması sebebiyle verilmiş arızî bir hüküm olduğu unutulmamalıdır” şeklinde konuştu. İslam Hukuku prensiplerinin bütünlük içinde ele alınması gerektiğini hatırlatan Doç. Dr. Duman “ibâha ilkesi ile mübahlığına hükmedilecek tasarrufların, uygulamada nasıl sonuçlar doğurabileceği “sedd-i zerîa [kötülüğe yol açabilecek tasarrufların yasaklanması]”, “maslahat” gibi başka ilkelerle eşzamanlı denetlenmelidir. İbaha ilkesinin kullanımında “makasıdu’ş-şerîa [dinin temel amaçları]” dikkate alınmalıdır. Zira hakkında yasaklayıcı bir vahiy bulunmasa bile dinin amaçlarıyla bağdaşmayacak bir mübahlık hükmünün, mükellefleri yaratılışlarından amaçlanan aslî gayelerinden koparacağı bilinmelidir” dedi.
İbaha ilkesinin İslami finans alanında teverruk adındaki enstrümanın dayanaklarından birini teşkil ettiğini belirten Doç. Dr. Mehmet Saraç, katılım bankalarının faizsiz finansı tercih eden firmaların nakit sıkıntısını çözme arayışında olduklarını, bu amaçla “şeklen” alım-satım varmış gibi göstererek firmaların nakit sıkıntısına çözüm bulmaya çalıştıklarını belirtti. İbâha ilkesinin İslami finans metodolojindeki yerine ilişkin müzakerelerle devam eden seminer, soru-cevap ile tamamlandı.
SİEFS seminerlerini organize eden Doç. Dr. Süleyman Kaya, ayda bir planlanan seminerlerin konusunun kavram, metodoloji ve güncel sorunlar göz önünde bulundurularak tespit edileceğini belirtti. Seminer notlarının İslam Ekonomisi ve Finansı ABD sayfasında ve Enstitü sayfasında yayınlanacağını açıklayan Doç. Dr. Kaya, konu önerilerine açık olduklarını söyledi. Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Fatih Savaşan İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezinin (İSEFAM) kuruluş çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Prof. Dr. Savaşan, Sakarya Üniversitesi’nin bu alanda marka olabilmesi için katkı sağlayan öğretim üyelerine teşekkür ederek “tezli ve tezsiz yüksek lisans programı, SİEFS serisi, Mayıs ayında planlanan kamu katılım bankacılığı konulu çalıştay, yılsonuna doğru yapılacak İslam Ekonomisi ve Finansı Kongresi, tercüme ve telif eser yayını hazırlıkları Sakarya Üniversitesi’ni İslam Ekonomisi ve Finansı alanında iddialı bir yere taşıyacaktır” dedi.